19 Ekim 2007 Cuma

DÜŞÜNMEDE KENDİNDENLİK

Hemen bütün görüşlerimiz üstün sayılan kişilerden gelme,
başkalarından alınmadır. Hiç de kötü değil öyle olması; öyle cılız bir
çağda yaşıyoruz ki görüşlerimizi kendimiz seçsek en kötülerini
seçerdik. Sokrates'in bize dostlarınca aktarılan konuşmalarını herkes
beğendiği için biz de beğeniyoruz, kendi bildiklerimize dayanarak
değil. Öylesi konuşmalar geçerli değil bugün. Aramızdan Sokrates'e
benzer biri çıksa pek azımız değer verirdi ona.

Biz güzellikleri yalnız sivri, şişkin, süslü püslü olarak seviyoruz. Saf
ve sade olanlar kolayca kaçıyor bizim kaba gözlerimizden öylelerinin
ince ve saklı bir yanları var: İnsanın pussuz, yıkanmış, arınmış bir
bakışı olmalı ki o gizli ışıltıyı görebilsin. Biz saflığı budalalıkla
eşanlamda kullanıp kınamıyor muyuz? Sokrates doğal ve herkesinkine
benzer yoldan yürütüyor düşüncesini. Bir köylü, bir kadın onun gibi
söyler söyleyeceğini. Sözünü ettiği insanlar yalnız arabacılar,
doğramacılar, terlikçiler, dülgerlerdir. Açıklamaları, benzetileri hep
insanların en bayağı, en ortamalı eylemlerinden alınmadır; herkes
anlar. Böyle kaba bir biçiminin altında onun yüce düşüncelerinin
soyluluğunu, zenginliğini göremezdik biz; biz ki bilgiçlerin önem
vermediği her şeyi adi, aşağılık sayarız ve zenginliği yalnız
gösterişlerde süslerde püslerde görürüz. Bizim dünyamız gösteriş
üzerine kurulmuş; insanlar üfürükle şişiyorlar yalnız, balonlar gibi
hoplatılarak durabiliyorlar yukarda. Sokrates boş hayaller peşinde
koşmuyor. Amacı bize, yaşamaya gerçekten ve sıkı sıkıya bağlı ve
yararlı bilgiler, öğütler vermek.

servare modum, finemque tenere, taturamque sequi. (Lucianus)

işini düzenlemek, ödevini gözetmek ve doğaya uymak Sokrates hep
kendisi olarak kaldı ve en son güçlülük kertesine sıçramalarla değil
kendiliğinden yükseldi. Daha doğrusu hiçbir yere yükselmedi de
bütün terslikleri, bütün zorlukları kaynaklarına, doğal çıkış noktalarına
indirdi. Çünkü, örneğin Çato'da orta halli insanları çok aşan gergin bir
tutum görüyoruz. Yaşadığı yiğitlik serüvenlerinde ve ölümünde onu
hep dünyaya pek yukarılardan bakar görüyoruz. Oysa Sokrates'in
ayağı hiç yerden kesilmiyor, en yararlı düşüncelerini gevşek ve
özentisiz adımlarla yürütüyor; ölümünde ve insan yaşamında başa
gelebilecek en belalı durumlarda da öyle davranıyor. (Kitap 3, bölüm 12)